Rasulullah (s.a.v.) Ebû Süfyan’ın kervanıyla geçip gittiğini haber alınca sahabileriyle istişarede bulundu. Ebû Bekir Sıddîk bu konuda konuştuysa da Rasulullah (s.a.v.) ona bakmadı bile. Ondan sonra da Ömer bir şeyler söyledi, Rasulullah (s.a.v.) ona da bakmadı. Bunun üzerine Sa’d b. Ubâde “Ey Ensar! Rasulullah (s.a.v.) bizim görüşümüzü öğrenmek istiyor. Nefsimi kudret elinde tutan Allah’a yemin ederim ki denize dalmamızı istesen dalar, develerimizi Berkü’l-Gımada kadar sürmemizi istesen bunu da yaparız” dedi. Rasulullah (s.a.v.) de Bedir savaşına katılma kararı verdi.
[440]
Rasulullah (s.a.v.) Bedir’e doğru giderken Revhâ denilen yere gelindiğinde ashabına “Bu konuda ne düşünüyorsunuz?” diye sordu. Ebû Bekir Sıddîk “Ey Allah’ın Rasulü! Duyduğumuza göre onlar şöyle şöyledirler” dedi. Rasulullah (s.a.v.) yine “Bu konuda ne düşünüyorsunuz?” diye sordular. Bu kez Hz. Ömer kalktı ve Ebû Bekir’in sözlerine benzer şeyler söyledi. Ama Rasulullah (s.a.v.) bununla da yetinmeyerek sorusunu tekrarladı. Bunun üzerine Sa’d b. Muaz şunları söyledi! “Ey Allah’ın Rasulü! Yanılmıyorsam bizi kastediyorsun? Seni şereflendiren ve sana Kur’an’ı indiren Allah’a yemin ederim ki ben bu yoldan hiç geçmedim ve onu bilmiyorum da. Eğer Yemen topraklarındaki Berkü’l-Gımad’a kadar gidecek olsan yine de seninle beraber gideriz. Biz sana kavminin Musa’ya “Sen ve Rabbin gidiniz, savaşınız! Biz burada oturacağız” dediği gibi demiyoruz. Aksine biz Sen ve Rabbin, gidiniz, savaşınız! Biz de size tâbiyiz” diyoruz. Zannediyorum ki sen Medine’den bir gaye için çıkmıştın. Ancak Allah Teâlâ sana başka bir görev vermiştir. Sen Allah Teâlâ’nın sana yüklediği görevi yerine getir. Dilediğini yap, istediğinle bağları kopar, istediğine düşman ol veya barış yap; bizim mallarımızdan da istediğini al!” Sa’d b. Muaz’ın bu sözleri üzerine onun söylediklerini tasdik eder mâhiyette âyetler indi. (Enfal 5 ve sonrası)
Ebubekirle Ömerin korkması